10 Ekim 2009 Cumartesi

Cici Köpek

Köpekleri çok sevsemde onlardan uzakta olmak içimi rahatlatır hep. Kendim kendimin psikoloğu olup çocukluğuma insem aslında bunun altında yatan gerçeği görebilrim diye düşünüyorum;

Hatırladım.. günlerden bir gün ilkokul döneminde annem bizi abimle beraber bakkala yolladı ne içindi bilemicem. Abimle ne zaman yola çıksak insanlıktan nasibimizi almamışız gibi habire koşardık. Heryere koşarak giderdik. Gene koşmaya başladık, sola döndük, bayır aşağı koşarken ayak sesleri birden değişti.. Abim gaza geldi dört nala koşuyor heralde dedim.. Sonra sesler geldi böyle içten içe ürkütücü soluk sesleri.. Sonra bir başka ses, bir yakarış, bir çırpınma sesi... "Koşşş Koooşşş" diye bağırıyordu biri.. Arkaya döndüğümde abimi sokağın başında gördüm bağırırken.. Ulan dedim abim ordaysa bu arkamdan koşan kim? Kim derken? Ya arkamda koşan kim değil ney'se? derken gözlerimi istemeden aşağı kaydırdım. İrice ve devasa boyutlardaki bir süs köpeği.. Peşimden koşuyor.. Abi kazığı yememiştik bi, o da oldu.. Köpeği görünce o durmuş, bana da sadece koş demekle yetiniyordu..
Kibarcası korku, bana uyan değim olarak göt korkusuyla ben koşu hızımı ikiye katladım.. (Sanıyorum Usain Bolt olsa bu kadar hızlı koşamazdı..) Koştummm, koştummmm, koştummmmm.... Kaçarken şuğurum yerinden fırlamıştı sanki.. Kendime geldim birden ve önüm aydınlandı, yolu çoktan aşmış kaldırımdan koşmaya başlamıştım.. Saniyeler geçmedi , farkettim hemen önümde duran saçağı.. ama o hızla durmam imkansızdı.. Ya saçağa vuracak kafa göz dağıtacaktım ya da inandığım üzere ısırdığı yerden 5 kilo et koparan bir köpeğe sığınacaktım.. Sonra aklıma başka bir fikir geldi ellerimle saçağa vurdum kendimi yana attırmak için.. Ama o hızla yapılmaması gereken bir hareketmişti sanırım. Tökezlendim ve yerde yuvarlanmaya başladım.. Yuvarlandım, yuvarlandımm.. Biryanda da hızım kesildi diye köpeğin beni ısırmasından korkmuştum.. Heryanım acıyordu.. Oturduğum yerden kafamı kaldırıp yukarı doğru baktığımda hemen 3-4 metre yukarımdaki abimi gördüm. Etrafa baktım köpek yok.. ve acı gerçeği öğrenmem uzun sürmedi:

-Olum köpek 1-2 metre koşup durdu sen niye hala koşuyosun ki!

O günden sonra bidaha o sokakta hiç koşmadım..

9 Ekim 2009 Cuma

Faruklaştıramadıklarımızdan mısınız?

Geçenlerde bizim iki faruk bi arkadaşlık sitesine üye olmuşlar. Aynı anda ama kimse mesaj atmadığından bir faruk diğer faruğa mesaj atmaya karar verir ve aralarında geçen kısa konuşma şudur;



Ermaninho :
mrb ben ada :D

thetudor26: siktir git ibnee

8 Ekim 2009 Perşembe

Rezillik Hakkı

Allah'ın bazı insanları belirli bir misyona göre yarattığını düşünüyorum.. en azından beni dünyaya rezil olmam için programladıklarına inanıyorum. Belkide ben kendimi abartıyorum (=

Bi gün dolmuştayım, fi tarihinde.. dolmuşlarda otomatik kapı kullanılmaya başladığı dönemlerdi. Ön konsolda bi tuş var basıyosun kapı açılıo vay be ne teknoloji =P neyse ben "incek var" diye bağırdım şöför duymadı. Bidaha bağırdım bu sefer duydu sanırım diye düşünürken birden sağa meğillendi, durdu.. En sevdiğim an gelmişti o tuşa basmasını bekledim.. Bekledim... Bekledimmm... ama bir türlü kapıyı açmaya tenezül etmedi bide utanmadan bana pişkin pişkin bakmaya başladı.. Ben bi gariplik olduğunu sezdim  çünkü etrafıma göz attığımda dolmuştaki diğer insanların da bana baktığını farkettim. Bir an şımardım herkes bana bakıyo diye.. ama sonra mantıklı düşünmek aklıma geldi gene, anlayamadığım bişey vardı ortada ben hariç herkesin bildiği ama bir türlü çözemiyordum ne olduğunu. Ben hala dolmuşçuyla kesişirken şöför "para üstü mü almadın gülüm" dedi.. Ben de "yoo kapı" dedim.. Sonra kapı diyince aklıma kapı geldi ulan açıldı da ben mi görmedim dedim. Göz ucuyla kapıya baktım.. Bir an soğuk su döküldü üstüme sandım, sonrada su ısındı sanki.. Kapı manuel'miş.. O kapıya varana kadar olan mesafe bana kilometrelerce uzak gelmişti... sonra da kendi kendime dedim "ulan nolcak ben niye utanıom otomatik kapısı bile yok adamın o utansın" ,kendime teselli verdim aklımca, ama çok sürmedi bu gaz rezil olmştum birkere (=

Bir de ayıptır söylemesi köpek denenen mahlukattan biraz fazla korkarım. Bir lokantanın önüne bağlamışlar bi köpek. Lüks de bir mekan, müşterilerden birinin sanırsam.. O ara ben geçerken bir kedi fırladı aradan biyerden. Kedi de benim önümden geçerek gitti sanki başka yer kalmadı.. Köpek(at gibi bişeydi) de bunu görünce tabi dayanamadı bir fırladı üstüme doğru. Tabi aramda bi 5 metre mesafe var köpekle.. Ama kim dinler bunu reflexle kaçacam diye tepinirken ayağım kaydı ve lokantanın hizasında yere yığıldım bok çuvalı gibi.. Hemen kapı önündeki görevli koştu,  kaldırdı ayağa da şerefsiz adam koşmasa kimse çakmıcaktı. Ayağa kalktığımda camdaki insanları gördüm meraklı gözler üzerimdeydi.. Tebessümleri de suratlarında çok belliydi insan caktırmadan güler..O günden beri köpeklerden korkmak yerine onlardan nefret etmeyi tercih ediyorum..